SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

EDEB BAHSİ

<< 4939 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنْ سُفْيَانَ عَنْ عَلْقَمَةَ بْنِ مَرْثَدٍ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ بُرَيْدَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ مَنْ لَعِبَ بِالنَّرْدَشِيرِ فَكَأَنَّمَا غَمَسَ يَدَهُ فِي لَحْمِ خِنْزِيرٍ وَدَمِهِ

 

Süleyman İbn Büreyde'nin babasından (rivayet edildiğine göre) Nebi (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

 

"Tavla oynayan kimse sanki elini domuz etine ve kanına batırmış gibidir."

 

 

İzah:

Müslim, şi’r; İbn Mace, edeb; Ahmed b. Hanbel V, 352, 357,361.

 

Nerd ve Nerdeşir tavla zarı demektir. Bu hadis-i sentler, tavla oynamanın haram olduğunu söyleyen cumhuru ulemanın delilleridir. Bezlü'l-Mechûd yazarının açıklamasına göre;

 

a. Tarafların ya da taraflardan birinin ortaya bir mal koymaması

 

b. Namaz vaktinin geldiğini farkedemeyecek kadar oyuna dalıp da na­mazı geçirmemeleri,

 

c. Bir de bu oyunun helâl olduğuna inanmamaları şartıyla bu oyunun oynanması mekruh, bu şartlardan birinin bulunması hâlinde haramdır.

 

Bu oyun, oynayan kimsenin mürüvvetini giderir. El-Mugnî'de açık­landığı üzere, işte bu nedenle bu oyuna devam eden kimsenin şahidliği kabul edilmez. Mezhep imamlarının dördü de bu görüştedirler.[Bezlü'l-Mechud, XIX, 176-17.] Nitekim Hanefî ulemasının görüşü de budur.